SEALDREAM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

SEALDREAM

SANATIN SONSUZLUĞA SELAMI-DÜŞLERİNE DOKUN-AMA BÜYÜSÜ BOZULMASIN
 
AnasayfaİNTROGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ENGELLİ HAKLARI YASAL DÜZEN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
MAVERİK
Süper Modoratör
Süper Modoratör
MAVERİK


Mesaj Sayısı : 22
Kayıt tarihi : 24/07/09
Yaş : 54

ENGELLİ HAKLARI YASAL DÜZEN Empty
MesajKonu: ENGELLİ HAKLARI YASAL DÜZEN   ENGELLİ HAKLARI YASAL DÜZEN EmptyÇarş. Eyl. 22, 2010 10:25 pm

I. Engelli Çalışanların Haklarına Yönelik Türk Hukukundaki Düzenlemeler

Özürlülere ilişkin olarak Anayasa’dan başlamak üzere çeşitli kanunlarda özel düzenlemeler yer almaktadır. Özürlülere yönelik olarak temel düzenleme, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu olup, bu kanun 7.7.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.. Bunun dışında, başta İş Kanunu olmak üzere muhtelif kanunlarda özürlülere ilişkin hükümler bulunmaktadır.


A. Anayasa

Anayasa açısından bakıldığında 1982 Anayasa’sının özellikle 50 ve 61. maddelerinin engellilere ilişkin olduğu görülmektedir:

Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Madde 61 – Devlet harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.

B. Avrupa Sosyal Şartı

Öte yandan, TBMM tarafından kabul edilerek Resmi Gazete’nin 09.04.2007 tarihli sayısında yayımlanan “Avrupa Sosyal Şartı”nın 15. maddesinde de engelli çalışanların haklarının korunmasına ilişkin düzenleme yer almaktadır:

Madde 15
Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı
Akit Taraflar, yaşları ve özürlerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla:
1- Mümkün olduğunda genel plan çerçevesinde, ya da bu mümkün değilse, kamusal ya da özel uzmanlaşmış organlar aracılığıyla özürlülerin yönlendirilmesini, öğrenimini ve mesleki eğitimini sağlamak için gerekli önlemleri almayı;
2- Normal çalışma ortamında özürlüleri istihdam etmek ve onların istihdamını sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak, ya da özürlülük nedeniyle bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da özrün düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için, işverenleri özendirmeye yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmeyi;
Bazı durumlarda bu önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli kılabilir.
3- Özellikle, teknik yardımları da içermek üzere, iletişim ve hareket engellerinin üstesinden gelmeyi ve ulaşım, barınma, kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını sağlamayı hedefleyen önlemler yoluyla özürlülerin toplumla tam olarak bütünleşmelerini ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmeyi;
taahhüt ederler.

C. Özürlüler Kanunu

Özürlülere yönelik temel düzenlemelerden biri de, 5378 sayılı Özürlüler Kanunu olup, bu kanun 7.7.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun amacı; özürlülüğün önlenmesi, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma katılımlarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeleri yapmaktır (md.1).

5378 sayılı özürlüler Kanunu’nun 14. maddesinde engellilerin istihdamına ilişkin aşağıdaki hükme yer verilmektedir:

İstihdam
MADDE 14.- İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.
Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.
Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumları sebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerin istihdamı, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır.
Korumalı işyerleriyle ilgili usûl ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Ayrıca, 5378 sayılı Kanununun 20. maddesi hükmü ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda aşağıdaki şekilde bir değişiklik yapılmıştır:

MADDE 20.- 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 üncü maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Özürlülerin Devlet memurluğuna alınmaları:
Mevzuata uygun olmak kaydıyla; özürlülerin mesleklerine uygun münhal kadrolara atanması, mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarınca temin edilmesi esastır. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınma şartları ile hangi işlerde çalıştırılacakları, mesleklerini icra ve infazda hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceği, zihinsel özürlülerin hangi görevlere atanmasında asgari eğitim şartından istisna edileceği hususları Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

D. İş Kanunu

4857 sayılı İş Kanunu, 10.06.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. İş Kanununun engelli çalışanlara yönelik hükümleri şunlardır:

Özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu
Madde 30 - İşverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları işyerlerinde her yılın Ocak ayı başından itibaren yürürlüğe girecek şekilde Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranlarda özürlü ve eski hükümlü ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek 1 inci maddesinin (B) fıkrası uyarınca istihdamı zorunlu olan terör mağduru işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin toplam oranı yüzde altıdır. Ancak özürlüler için belirlenecek oran, toplam oranın yarısından az olamaz. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.
Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirsiz süreli iş sözleşmesine ve belirli süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür.
Oranların hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür.
İşyerinin işçisi iken sakatlanan, eski hükümlü ya da terör mağduru olanlara öncelik tanınır.
İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar.
Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Adalet Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder.
Eski hükümlü çalıştırılmasında kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır.
Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranların üstünde özürlü ve eski hükümlü ve terör mağduru çalıştıran işverenlerin kontenjan fazlası işçiler için özürlü ve eski hükümlü çalıştırmakla yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran veya çalışma gücünü yüzde seksenden fazla kaybetmiş özürlüyü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre ödemeleri gereken işveren sigorta prim hisselerinin yüzde ellisini kendisi, yüzde ellisini Hazine öder.
Bu maddeye aykırılık hallerinde 101 inci madde uyarınca tahsil edilecek para cezaları Türkiye İş Kurumu bütçesinin Maliye Bakanlığınca açılacak özel tertibine gelir kaydedilir. Bu hesapta toplanan paralar özürlü ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumuna aktarılır. Toplanan paraların nerelere ve ne kadar verileceği Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Sakatlar Konfederasyonu ve en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların birer temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma usul ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğuna aykırılık
Madde 101 - Bu Kanunun 30 uncu maddesindeki hükümlere aykırı olarak özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için yediyüzelli milyon lira para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamaz.

İdari para cezalarının uygulanmasına ilişkin hususlar
Madde 108 - (Değişik birinci fıkra: 1/7/2005-5378/39 md.) Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 inci maddedeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci madde kapsamındaki idari para cezaları ise, doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir.
(Mülga birinci cümle: 1/7/2005-5378/39 md.) Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur

İş Kanununa göre özürlü çalıştırma yükümlülüğü, sadece özel sektör için öngörülmemiş, kamu sektöründe de benzer bir zorunluluk getirilmiştir. Buna göre,

* Aşağıdaki kurumlar % 4 oranında engelli çalıştırmak zorundadır:
- Genel ve katma bütçeli daireler
- İl özel idareleri ve belediyeler
- Kefalet sandıkları, döner sermayeli kuruluşlar
- Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan bankalar
- Hususi kanunlarla kurulmuş banka ve teşekküller
* Engelli açık kontenjanının doldurulmaması halinde engelli istihdam etmeyen kamu kurum ve kuruluşları için yükümlülüğün dolduğu tarihten yükümlülüklerini yerine getirecekleri tarihe kadar her engelli açık kontenjanı için para cezası uygulanır.
* Ceza paraları özürlü vatandaşlarımızın istihdamı, mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyonu için kullanılmaktadır.

Engellilerin çalıştırılmasına ilişkin bu yasal zorunluluklara rağmen, uygulamanın istenilen düzeyde olduğunu söylemek mümkün değildir.

E. Engellilerin Çalışma Esasları ve Teşvikler

Engellilerin istihdamını sağlamak ve teşvik etmek üzere, Türk Hukuku’nda çeşitli düzenlemeler kabul edilmiştir. Buna göre;

* İşyerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır (İşKan.m.30/III).
* İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. İŞKUR’dan alınan 2005 yılı verilerine göre 2004 yılı için işe yerleştirilmek üzere sıra bekleyen 71.703 özürlü bulunmaktadır.
* Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
* Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.
* Bakanlar Kurulunca belirlenecek oranların üstünde özürlü çalıştıran işverenlerin kontenjan fazlası işçiler için,
- Özürlü ve eski hükümlü çalıştırmakla yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran
- Çalışma gücünü yüzde seksenden fazla kaybetmiş özürlüyü çalıştıran
* İşverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre ödemeleri gereken işveren sigorta prim hisselerinin yüzde ellisini kendisi, yüzde ellisini Hazine öder.

II. Engelli Çalışanlara Yönelik İtalyan Hukuku’ndaki Düzenlemeler

Proje kapsamında İtalyan Heyeti ile yaptığımız karşılıklı görüşmeler sonucunda, İtalyan Hukuku’ndaki düzenlemelerin de Türk Hukuku ile benzerlikler gösterdiği tespit edilmiştir. Engellilerin istihdamına yönelik olarak benzer sıkıntıların İtalya’da da mevcut olduğu gözlemlenmiş, Türkiye’de olduğu gibi, İtalyan işverenlerin de, engelli çalıştırmak yerine ceza ödemeyi tercih ettikleri anlaşılmıştır.

Türk Hukuk sistemindeki düzenlemeler ile İtalyan Hukuk sistemi karşılaştırıldığında, engelli çalışanlara yönelik iki farklı düzenleme biçimi olduğu görülmektedir:

A. Engelli Çalıştırma Zorunluluğu

Türk Hukukunda bir işverenin engelli çalıştırma yükümlülüğünün ortaya çıkabilmesi için, en az 50 işçi çalıştırıyor olması gerektiği halde, İtalya’da farklı bir düzenleme benimsenmiştir. Buna göre, engelli çalıştırma zorunluluğu 15’ten fazla işçi çalıştıran bütün işverenler için kabul edilmiş ve aşağıdaki tabloda gösterilen oranlarda engelli çalıştırma zorunluluğu öngörülmüştür:

Çalışan Sayısı Zorunlu Engelli Sayısı
15-35 1
36-50 2
50’den fazla %7


B. Sosyal Kooperatifler

İtalya’daki sosyal kooperatif uygulaması da engellilerin iş hayatına kazandırılması ve çalışanların şartlarının iyileştirilmesi bakımından önemli bir farklılık olarak dikkat çekmektedir. Buna göre, engelliler tarafından kurulan kooperatiflere vergi muafiyeti tanındığı gibi, bu kooperatiflere özellikle ihalelere katılma ve kamu ihalelerini alma hususunda özel bir teşvik sistemi de ihdas edilmiştir. İtalyan Hukuku’na göre, toplam bedeli 200.000 EUR’un altındaki işlerde, ihale yapılmaksızın engellilere ait sosyal kooperatiflere iş verilebilmektedir. Böylece, engellilerin istihdam olanakları artırılmaktadır.


ENGELLİLERİN ÇALIŞMA HAKLARI

Aşağıdaki kurumlar % 4 oranında engelli çalıştırmak zorundadır:
- Genel ve katma bütçeli daireler
- İl özel idareleri ve belediyeler
- Kefalet sandıkları, döner sermayeli kuruluşlar
- Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan bankalar
- Hususi kanunlarla kurulmuş banka ve teşekküller
Engelli açık kontenjanının doldurulmaması halinde engelli istihdam etmeyen kamu kurum ve kuruluşları için yükümlülüğün dolduğu tarihten yükümlülüklerini yerine getirecekleri tarihe kadar her engelli açık kontenjanı her ay itibarı ile 1475 Sayılı İş Kanununun 98/c maddesindeki para cezası uygulanır.
(30 Mayıs 1997 tarihinde Bakanlar Kurulunca alınan karara göre 1475 sayılı İş Kanunu'nun 25. Maddesinin a fıkrasının 1. bendinde zorunlu engelli çalıştırma oranı belirtilmiştir.)
Engellinin işyerindeki hakları:
* Bir iş yerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan engelli işçiler, eski iş yerlerine alınmalarını istedikleri takdirde iş veren kadroda boşluk varsa derhal, yoksa boşalan ilk kadroda kendilerine şans tanımalıdır.
* Bir iş yerinde çalışırken iş kazası nedeniyle sakatlanan kişilerin öncelik hakkı vardır. İş veren, bu işçisini sakat kadrosunda öncelikle çalıştırmakla yükümlüdür. Çalıştığı iş yerinde sakatlananlar, durumlarını tescil için İş ve İşçi Bulma Kurumuna başvurabilirler.
* Engellilik dereceleri % 40'ın üzerindeyken işe girip de daha sonra durumlarında bir iyileşme görülerek dereceleri % 40'ın altına düşenler engelli kadrosunda çalışmaya devam ederler.
* Bu hükümlere aykırı hareket eden, özürlü işçi çalıştırmayan iş verene çalıştırmadığı her ay için para cezası verilir.
Engellilerin emekli olma ve kendilerine malul aylığı bağlanma şartları
* 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu' na tabi olarak işe girenler;
- Çalışma gücünün en az %40'ını kaybettiğini belgeleyerek özürlü olarak işe girmiş olanlar, en az 15 (on beş) yıl fiili hizmet süresini doldurdukları takdirde istekleri üzerine emekliye ayrılabilirler (39. maddenin J Bendi).
- 5434 sayılı Kanuna tabi olarak çalışırken herhangi bir hastalık veya kaza sonucu çalışma gücünü kaybederek (hayatını çalışarak kazanamayacak derecede) malul duruma düşenlere 10 yıllık emekliliğe tabi hizmetleri olmaları halinde aylık bağlanır.
Yukarıda 1. ve 2. Maddelerde bahsi geçenlerin ölmeleri halinde dul ve yetimlerine de Sandıkça aylık bağlanır (madde 53).
- 5 sene emekliliğe esas bir hizmette bulunmak şartıyla tedavisi mümkün olmayacak bir şekilde malul duruma düşen adi malullere 15 sene hizmetleri varmış gibi aylık bağlanır. Ancak bu aylıklar dul ve yetimlere intikal etmez (53. maddenin son paragrafı).
- 5434 sayılı Yasaya tabi olarak çalışırken (en az 5 yıl fiili hizmeti olmak kaydıyla) veya 5434 sayılı Yasaya göre emeklilik hakkını kazanmış yada emekli aylığı alırken ölmüş olanların yaşları ne olursa olsun malul ve muhtaç erkek çocuklarına emekli aylığı bağlanır (74. Madde).
* 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak işe girenler;
- Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık ve arızası bulunan ve bu nedenle malullük aylığından yararlanamayan veya Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun, en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları pirimi ödenmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar (60. maddenin C bendinin a ve b fıkraları).
- Malul sayılanlara (çalışma gücünün 2/3'ünü ya da iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60'ını yitirdikleri resmi sağlık kurulu raporuyla saptanan) emekli aylığı bağlanabilmesi için toplam 1800 gün ve en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası pirimi ödenmiş olması gerekmektedir (54. maddenin C Fıkrası).
- 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı çalışırken (en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası pirimi ödenmiş olması kaydı ile) yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış veya yaşlılık aylığı alırken, ölenlerin malul ve muhtaç erkek çocuklarına (Sosyal Sigortaya yahut Emekli Sandığına tabi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almama şartıyla) aylık bağlanır (23.maddenin C Bendinin b Fıkrasının V. Paragrafı ve 68. maddenin C Bendinin b Fıkrasının V. Paragrafı).
* 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'na tabi olarak çalışanlar;
- Çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirerek malul duruma düşenlere en az 5 (beş) tam yıl Bağ-Kur primi ödemiş olmaları ve yazılı istekte bulunmaları şartıyla malullük aylığı bağlanır
(29. Madde).
- Bağ-Kur'da fiili sigortalılığı devam ederken bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybedenler için 5 yıl sigorta primi ödenmiş
olma şartı aranmaz.
- En az 3 (üç) tam yıl Bağ-Kur pirimi ödemiş olmaları şartıyla ölen Bağ-Kurlunun veya 5 (beş) tam yıl Bağ-Kur pirimi ödeyerek malulen emekli olduktan sonra ölen yada herhangi bir şekilde yaşlılık aylığını hak eden yada yaşlılık aylığı alırken ölen Bağ-Kurlunun malul ve muhtaç erkek çocuklarına aylık bağlanır (Madde 41).
* 2022 Sayılı Kanun'a göre Sakatlık ve Malullük Aylığı;
Sakatlık aylığı: Çalışma ve iş görme gücünün %40 ile %70 arasında kaybetmiş muhtaç sakatlara bağlanan aylıklardır. Aylık bağlanabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olmak, çalışma ve iş görme gücünü en az %40 oranında kaybettiklerini tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlamaları gerekmektedir.
Malullük aylığı: Çalışma ve iş görme gücünü %70'in üzerinde kaybetmiş muhtaç sakatlara bağlanan aylıklardır. 18 yaşını doldurmuş olmak, başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde malul olduğunu tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlamaları gerekmektedir.
Aylıkların Bağlanma Şartları:
a) T.C. vatandaşı olmak,
b) Muhtaç olmak,
c) Bağlanacak aylık miktarına eşit veya fazla devamlı gelir sağlayamamak,
d) Kendisine kanunen bakmakla yükümlü kimsesi olmamak.
Aylık Bağlanması İçin Gerekli Belgeler:
a) 2022 sayılı kanuna göre başvuru formu (Bu formda yer alan; aylık istek dilekçesi ile mal bildirim belgesi kişi tarafından doldurulacaktır. Muhtaçlık belgesi ve vukuatlı nüfus kayıt örneği, ikametgah ilmuhaberi bölümleri ise yetkililerce imzalanacak ve mühürlenecektir.)
b) Sağlık Kurulu Raporu (Mal Müdürlüğü tarafından sevk edilen bir hastaneden)
c) Üç adet fotoğraf
Bu belgelerle Emekli Sandığı veya valilik ya da kaymakamlık makamlarına başvurulur.
Aylığı almakta olan aile reisinin aylığı; eşinin de bu aylığı hak etmesi halinde veya bu aylığı alma hakkına sahip biriyle evlenmesi durumunda %50 oranında artırılmaktadır. 2022 sayılı Yasaya göre aylıklar üç ayda bir peşin olarak alınır. Aylık bağlananlar devlet hastanelerinde ücretsiz tedavi görürler.



Kaynaklar:

* "Engelli Çalışanların Haklarının iyileştirilmesi Konusunda İtalya Örneği Projesi" kapsamında hazırlanan "Türkiye'de Engelliler ve Engelli Hakları" başlıklı sunum metni ile "Değerlendirme Raporu"
2007 - Doç. Dr. Mustafa ÇEKER
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ENGELLİ HAKLARI YASAL DÜZEN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» KADIN HAKLARI KONUSUNDA Kİ MEVZUATLAR
» AYIPLI MAL VE HİZMETE İHTARNAME-TÜKETİCİ HAKLARI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SEALDREAM  :: RESİM VE HEYKEL :: ENGELLİ YAŞAM-
Buraya geçin: