Amerika, Türkiye ile İran arasında gerginlik yaratıyor
Türkiye’ye füze sistemleri satabileceğini açıklayan ABD’nin Ankara-Tahran ilişkilerinde gerginlik yaratmak istediği belirtiliyor. Washington’un diğer hedefinin Rusya’yla Türkiye’nin ilişkilerini sekteye uğratmak olduğu ileri sürülüyor
Haber: Fatih ERBOZ
ABD’nin Türkiye’ye 7.8 milyar dolarlık Patriot füze savunma sistemleri satabileceği kararının altında yatan asıl amacın, Türkiye İran arasında gerginlik yaratmak, Rusya ve Türkiye arasında Ortadoğu’ya yönelik gerçekleşebilecek olası bir partnerliği önlemek ve yine Rusya Türkiye arasındaki askeri anlaşmaları engellemek olduğu ileri sürülüyor. Geçtiğimiz günlerde Amerika’da Başkan Obama yönetimi yetkilileri, ABD meclisine Türkiye’ye 7,8 milyar dolarlık (11.7 milyar TL) Patriot PAC-3 füzesi satılması ihtimali olduğu yönünde bilgi vermişti. Pentagon’un Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı’ndan yapılan açıklamada satışın, 13 Patriot ateşleme ünitesi ve 72 PAC-3 füzesini kapsadığı belirtildi. Pentagon, Kongre’ye gönderdiği yazılı açıklamada, Türkiye’nin bu füzeleri savunma kapasitesini güçlendirmek için kullanacağını ve bölgesel tehditlere karşı bir caydırıcı güç oluşturacağını ifade etti.
İstenen gerginlik nükleer boyuta taşınır
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Stratejist Dr. Nurullah Aydın, yapılması düşünülen satışın Türkiye ile İran arasında 300 yıldan beri yaratılmak istenen gerginliğin nükleer boyuta taşınması olarak nitelendirdi. Türkiye’ye yapılması istenen satışın değişik boyutlarının olduğunu kaydeden Aydın, ABD’nin bölgede her anlamda kalıcı olmak istediğine vurgu yaparak şöyle konuştu:
İncirlik’te zaten 60 nükleer bomba var
“ABD Hakkari Yüksekova’da dinleme üssü kurdu. Öte yandan Erbil’de İncirlik’ten büyük bir hava üssü oluşturdu. Türkiye’de İncirlik’te zaten 60 tane nükleer bomba var, bunlar açıkça bölgede ABD’nin kalıcılığını doğruluyor. Bu satış da Pentagon’un İran’a yönelik silahlı amacını tamamlayan bir unsur olarak tamamlayıcı nitelikte. Burada amaç Türk-İran ilişkilerinde gerginliği arttırmak, hem de Türkiye ile Rusya arasında Ortadoğu coğrafyasına yönelik olarak gerçekleşebilecek partnerliği bozmak. Aynı zamanda Türkiye ile Rusya arasındaki askeri anlaşmaları da geçersiz kılmak. Ayrıca ABD NATO’ya girdiğimizden bu yana silah sanayimizi kendisine bağlıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterini hibe silah ve mühimmatlarla doldurarak savunma ve silah sanayimizin gelişmesini engelliyor. Bir başka amaçları
da bu.”
İran ve Rusya ile sorunumuz yok
Prof. Dr. Ümit Özdağ iseTürkiye’nin hava savunma sistemlerini güçlendirmesi gerektiğini belirterek şöyle konuuştu: “Türkiye komşularına karşı böyle bir savunma sistemine ihtiyaç duymaz şu aşamada. Kendi savunma sistemini kurmak isteyecektir. İran’a karşı böyle bir girişimimiz zaten olamaz. Rusya ile ilişkilerde de şu an böyle bir ihtiyacın ortaya çıkmayacağı açık.”
Türkiye’nin Amerika’dan alması ihtimali olan 13 Patriot ateşleme ünitesi ve 72 PAC-3 füzesi İran sınırına yerleştirilecek
Bir taşla üç kuş vuracak
TÜRKSAM Enstitü Başkanı Dr. Serdar Erdurmaz, Türkiye’nin ABD’den füze savunma sistemi alması durumunda ABD’nin bir taşla üç kuş vuracağını belirtiyor. Serdar Erdurmaz, “ABD’nin soğuk savaş dönemi dahil, tehdidin karşılanmasındaki ana stratejisi, herhangi bir tehdidi ABD ana kıtasından uzakta önleme prensibine dayanmaktadır” diyor.
İran hasmımız değil
Erdurmaz, Türkiye’nin füze savunma sistemini alması durumunda müttefik ve dost ülke olan İran’ı karşısına alacağını vurgulayarak şunları söylüyor: “Bu konuşlandırma, aynı zamanda, NATO Füze Savunma Konsepti çerçevesinde müttefik füze savunma sistemlerinin tesisinin bir aşamasını teşkil edecektir. Rusya’nın Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki konuşlandırmalara karşı çıkmasına alternatif olarak, Akdeniz ve Baltık denizinde konuşlandırılmış su üstü platformlara tesis edilmiş veya kargo uçaklarına konuşlandırılmış sistemlerin geliştirilmesi gündeme gelmektedir. Avrupa’da füze savunma sistemlerinin konuşlandırılması konusunda son derece isteksiz olan, Almanya, Fransa ve bunlara ilave olarak Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin pozisyonları değerlendirildiğinde; İran’la müşterek sınırı olan, ekonomik, tarihi ve coğrafi derinliğe sahip Türkiye’nin bu sistemleri ülkesinde konuşlandırmasıyla İran’ı hasım olarak karşısına almasının ne derece doğru olduğu tekrar tekrar düşünülmelidir” dedi.
-Yeniçağ-
--
"Vatan, lafla değil eylemle sevilir".
